Üniversitelerde İnşaat Mühendisliği Eğitimi Üzerine
İnşaat Mühendisliği tarihte insanlığın ilk yerleşik hayata geçmesiyle başlamış bir meslektir. Zaman içinde muazzam şekilde gelişen inşaat mühendisliği sayesinde bugün yüksek binalar, harika yollar, müthiş kompleksler , güzel mimari eserler vs var…
Bugünü düşünerek ve ülkemizi baz alacak olursak bu meslekte sıkıntılar yaşadığımız aşikar. En büyük örneği de binlerce insanımızı kaybettiğimiz 17 Ağustos depremi… 17 Ağustostan bu yana yıllar geçti yeni yönetmelikler, yeni teknolojiler gelişti fakat eğitim seviyemiz 17 Ağustosta kaldı.
Her yıl üniversiteler yaklaşık 10.000 yeni inşaat mühendisi mezun ediyor. Evet, şaka gibi bu sayıyı YÖK verilerini analiz ederek elde ettik. Devlet ve Vakıf Üniversiteleri bu rakamı beraber sağlıyor. Devlet Üniversiteleri 8500, Vakıf Üniversiteleri 1500 yeni mezun veriyor. Üniversiteye yerleşenler arasında en yüksek başarı sırası 7160 iken en düşük başarı sırası devlette 206.659 vakıfta ise 247.000. Muhteşem bir uçurum. Yaklaşık 240.000 kişilik bir yelpaze… Başka bir veri ise bununla kalmayacağını söylüyor bizlere. Bakınız bu sene devlette 12 vakıfta 22 yeni inşaat mühendisliği bölümü açıldı. Yaklaşık ek kontenjan toplamı 1000 kişi. Peki sektöre her sene minimum 10.000 yeni inşaat mühendisi girerken eskilerden kaçı işi bırakıyor veya emekli oluyor?
 |
| Vakfı Yerleşim Sıralaması |
 |
| Devlet Yerleşim Sıralaması |
Şimdi size güzel bir soru… Birileri çıkıp da vakıf üniversitelerinde sıralaması 240 binlerdeyken tıp okusa ve doktor olsa hatta vakfı geçtim devlet üniversitelerinde gidip 200 binlerde tıp okuyup doktor olsa kaçınız gidip kendinizi emanet ederdiniz?
“Olur mu öyle şey. Önce sağlık demişler.” dediğinizi duyar gibiyim. Peki mesleğimiz insan sağlığıyla ilgili değil mi? Buyurun 17 Ağustos Depremi… Ne kadar önemli olduğunu siz anlayın. Üniversitede okurken sevdiğimiz bir hocamız şu cümlelerle bize mesleğimizin önemini vurgulamıştı. Aynen sunuyorum…
“Kendinizi küçümsemeyin. Bugün sizler doktorlar kadar önemli insanlarsınız. Ve sizlerin daha ciddi sorumlulukları var. Doktor hastasının hayatından sorumlu iken sizler yeri gelecek binlerce insanın hayatından sorumlu olacaksınız. Doktorun eli kayarsa en kötü ihtimalle hastası hayatını kaybeder. Ama sizin hatanız binlerce insanın ölümüne sebebiyet verebilir…”
Günümüzde inşaat sektörü dar bir boğazdan geçiyor ve tekrar eski şaşalı günlerine dönecektir. Dünya üzerinde tarih boyunca var olacak bir kaç sektörden bir tanesi. Sözü fazla uzatmadan neler yapılabilir onu konuşalım isterseniz.
- Öncelikle insanımızın kafa yapısını değiştirmesi ve maddi kaygının vicdanının önüne geçmemesi gerekli. Vicdansız bir insan maddi kaygıyla hareket ederse soruyorum sizlere onun için paradan daha önemli ne vardır ki?
- Üniversitelerde boş kalan kontenjanlar seneye kesinlikle düşürülmeli.
- Sektörün ihtiyacı olmayan yeni inşaat mühendisliği bölümleri açılmamalı. Açılacak bölümler kamu yararına olacak alanlara göre belirlenmeli.
- Öğrenci yetersizliğinden dolayı kapatılan bölümlerin akademik personelleri, kontenjanları yüksek olan üniversitelere yerleştirilmeli.
- Vakıf üniversiteleri minimum devlet üniversitelerinin başarı sıralamasıyla ücretli öğrenci almalı. Yani onlarda bu seneyi baz alırsak 210.000 sıralama bandını aşmamalı.
- Başarı sıralaması kademeli olarak sınırlandırılmalı ve en sonunda 150.000 bandına çekilmeli.
- Müfredatlarda yeni teknolojilere ve metotlara yer verilmeli. Örneğin en az 2 adet dizayn ve analiz programı öğretilmeli.
- Akademisyenler ve hocalar öğrencilerle daha çok ortak çalışmalar yapmalı.
- Akademisyenler sadece geçmişe dönük veya yenilikçi olmayan makaleler yazmak yerine tabiri caizse icat çıkartmalı. Bugün Japonya da Öğrencilerden liseden bile mezun olabilmek için hayatı kolaylaştırıcı bir tasarıma imza atmaları isteniyor.
