Nedir Bu Yapay Zeka?

Geçtiğimiz bir kaç yıl içinde sürekli gelişen ve adından söz ettiren yapay zeka, günümüzde de çok konuşulan konular arasında. Bilim kurgu kitaplarında sıkça karşılaştığımız yapay zeka artık hayatımızdan bir parça gibi oldu. Teknolojinin gelişmesine bağlı olarak  gelişen ve değişime ayak uyduran yapay zeka teknolojisi uzun yıllar boyunca adından yine söz ettirecek.

Peki nedir bu yapay zeka?

Yapay zeka, akıllı sistemler ile makinelerin tasarımı üzerine bir bilim olup; geliştirilmesinde insan beyni özelliklerinden faydalanılarak bu özellikleri taklit eden algoritmalar kullanılmaktadır. Bu algoritmaların temel mantığında ise, yapay zekanın otomatik olarak öğrenilebilmesi yatıyor. Bir makinenin insan gibi davranışlar sergilemesi için devamlı öğrenmeye ihtiyacı vardır. Bu öğrenme olayının ise farklı versiyonları mevcuttur. Makine öğrenmesi, derin öğrenme yapay zekanın temelinde yatan önem derecesi yüksek alanlardır.

Makine öğrenmesi; makinenin sağlanan verilerle mantıklı ve rasyonel sonuçlar türetmesini sağlayan algoritmalardır. Örnek verecek olursak; Bir mağazada müşterilerin alışveriş fişi verileri ile ilgili algoritma yazılıyor. Bu algoritma; Cips alan müşterilerin aynı zamanda kola aldıkları bilgisini veriyor. Bu duruma istinaden cips rafları ile kola dolapları birbirine yakınlaştırılıyor ve satışlarda yükseliş görülüyor. Bir başka örnekte algoritmaya Üzüm tanıtılacak. Algoritmaya; Beyaz, mor, yuvarlak gibi özellikler tanımlanıyor. Üzüm ve Muz’u Makine öğrenimine sorunca hangisinin Üzüm olduğunu tanımlanan bilgileri süzerek ve rasyonellik ilkesini benimseyerek karar veriyor. Bu örnekte makine öğrenimini en basit haliyle ele aldık. Makine öğrenimi günümüz teknolojilerinde akıl sınırlarını zorlayacak bilgileri bize sunuyor.

Derin öğrenme; Derin Öğrenme ve Makine öğrenimi birbirlerine oldukça benzer yapılardır. Derin öğrenme, Beynimizdeki nöronlar gibi çalışır. Üzüm örneği ile Derin öğrenme kavramını ortaya çıkaralım. Makine öğreniminde Üzümün özelliklerini biz tanıtırken, Derin öğrenmede kendi kurallarını kendisi oluşturur; Hangisinin muz hangisinin üzüm olduğunu kendi işlemleriyle ayırt edebiliyor. Algoritmanın kendi kendine öğrenmesi, öğrendiği bilgileri geliştirmesi ve sunmasına en güzel örnek Google’nın ürünlerinden olan Google Translate; 100 dilden fazla dilde çeviri yapan bu hizmetin arkasında derin öğrenme yatmakta.

Modern AI (Yapay Zeka İngilizce Kısaltması – Artificial intelligence) sistemleri basit anlamda birbirine bağlı olan birimlerin geniş ağlarını yansıtan bir bilgisayar kodu yani beynin içindeki nöronlara benzeyen yapay sinir ağları kullanır. İnsan ve hayvan beyinleri nöronlar arasındaki bağlantıları kendilerine has biçimde uyarlayarak öğrenirken, bu ağlar da birimler arasındaki bağlantıyı yine kendine özgü biçimde değiştirerek yeni bilgiler öğrenebilirler. Modern sinir ağları belli bir örüntü tanımayı, diller arasında çeviriler yapmayı, mantıksal düşünmeyi ve yeni fikirler üretmeyi öğrenebilirler.

Halen daha akıllarda soru işareti bırakan yapay zekayı, hiç bir canlı organizma içeriği olmayan, yine canlı olmayan araçlar vasıtasıyla oluşturulan, ancak tüm bunlara rağmen insana özgü davranışları sergileyen makineler olarak açıklayabiliriz. Bu davranışları sergileyen mekanik parçayı genel anlamda robot diyebiliriz. Her ne kadar basit anlamda bir robot olarak gözükse de insana özgü davranışları, tıpkı bir insan gibi cümleler kurabilmesi, hatta iç güdüsel davranmaya kadar çıkması bile insanları hem memnun hem de tedirgin etmeye yeterli sebeplerdir.

Peki nasıl doğdu bu kavram?

Bu sorunun cevabı 1900 lü yıllara, Alan Mathison Turing‘ e (Bilgisayar Biliminin Kurucusu Diyebiliriz) kadar gidiyor. Alan Turing tarafından sorulan “Makineler düşünebilir mi?” sorusu ile birlikte ilk kez ortaya çıkan bu kavram, artık elimizdeki cep telefonlarına kadar yayılmış durumda. Uzun tarihi nedeniyle o dönemlerdeki teknolojinin imkanlarına göre yavaş bir gelişim gösteren yapay zeka, günümüzde Google ve Facebook gibi büyük şirketlerin de radarına girmiştir.

Yapay zekanın devam ettirilmesi yüksek teknolojiyle birlikte uzman bilgisayar bilimcilerinin olmasına da bağlıdır. Aslında insandan esinlenerek oluşturulan ve insanlarda kaygı uyandıran bu yapay zeka teknolojisinin mimarı yine insandır. Buna rağmen gelecek kaygısı taşımak, korkmak ve endişelenmek de anlam veremediğimiz ironi olarak durmaktadır.  Ancak tüm bunlara rağmen dünyanın her tarafında bu alandaki çalışmalar dur durak bilmiyor ve milyarlarca dolar yatırım alıyor.

Yapay Zeka Nerelerde Kullanılıyor?

Yapay zekanın başlıca uygulama alanları;

Ses tanıma;  Ses tanıma teknolojisi günümüzde kendini aşmış durumda; Yapay zekalar sesi tanımakla kalmayıp sesi anlayıp cevap verme seviyesine gelmiştir.Bilgisayarın sesi tanıması, sesleri harflere dönüştürmesi, harfleri anlayıp cevap vermesi hiç de kolay değil sadece buradan baktığımızda bile bu teknolojinin ne kadar geliştiğini görmekteyiz. Ses tanıma teknolojisi sadece akıllı telefonlarımız da bulunan siri,cortana gibi ya da diğer sanal asistanlarda kullanılmamaktadır. Hayatımızın her noktasında ses tanıma teknolojisine dair ürünler görmek mümkün.

Görüntü işleme; Görüntü işleme hayatımızın birçok noktasında kullanılmaktadır. Sürücüsüz araçların daha güvenli hareket etmeleri için etrafını iyi anlamaları gerekmektedir.Görüntü işleme sayesinde pikseller koda dönüşüyor. İnsanları,hayvanları, trafik ışıklarını, uyarı levhalarını anlayan ve buna göre hareket eden sürücüsüz araç görüntü işlemeye verilecek en iyi örneklerden biri.

Doğal dil işleme; Diğer yapay zeka uygulama alanlarında olduğu gibi doğal dil işleme alanında birçok alt başlık ve kullanım alanı mevcut. En basit örneğiyle Google gibi arama motorlarında “Bunu mu demek istediniz” gibi cümlelerle arama algoritmaları geliştiriliyor. Arama motoru örneğinden daha fazlasının yapıldığını hatırlatmak da fayda var.

Muhakeme; Öncelikle muhakemenin tanımını yapmakta fayda var. Muhakeme;”Birbirine karşı savları olan iki yanı dinleyerek bir yargıya varma, yargılama.” Yapay zeka da muhakeme en zor alanlardan biridir. Oluşturulan yapay zekanın birkaç olayı süzüp en mantıklı en rasyonel kararı vermesi çok önemlidir. Örneğin; Bir dava da hakimin suçluyu suçsuzu ayırt etmesi muhakeme yeteneğine bağlıdır. Burada yapay zeka delilleri ve olayı süzerek muhakeme yeteneği ile suçluyu suçsuzu ayırt edilebilmektedir.

Yapay Zekanın Geleceği

Yapay zekanın geleceği ile ilgili birçok teori bulunmakta. Daha çok filmlere konu olan bu teoriler; Günümüz dev şirketlerinin CEO’larının dahil olduğu tartışmalara  kadar uzanmaktadır.

Tesla’nın kurucusu ve CEO’su Elon Musk; Yapay zekada ki gelişmelerden endişe duyduğunu belirtmişti.
Yapay zeka hakkında olumsuz görüşleri bulunan Musk, olumsuz görüşlerine rağmen geçen aylarda kendi kendine giden sürücüsüz aracı Tesla Model S’i tanıtmıştı.

Ünlü fizikçi Stephen Hawking;”Yapay zeka insanlığın son buluşu olacak.” diyerek yapay zekanın insanlığın sonunu getireceğini ima etmişti.

Facebook kurucusu Mark Zuckerberg ise;  “Bu konuyla ilgili görüşlerim gayet net. İyimserim. Hayırcıları ve kıyamet senaryosu uyduranları anlamıyorum. Gerçekten olumsuz ve bazı yönlerden de sorumsuz buluyorum.” diyerek tüm olumsuz görüşlerin aksine yapay zeka geleceğine olumlu baktığını vurgulamıştı. Yapay zekayla ilgili olumsuz görüşleri bulunan yöneticileri eleştiren Mark Zuckerberg’e cevap gecikmemiş tartışmaya Elon Musk dahil olmuştu.

Bir takipçisinin bu konuşmayla ilgili attığı bağlantıya cevap veren Elon Musk; “Bu konuyu Mark’la konuştum. Bu konuyu pek anlamıyor”. demişti.

Sizde Görüşlerinizi yorumlar bölümünden bizimle paylaşabilirsiniz…

Yazıyı öğrenmek isteyenler ile paylaşmayı unutmayın…

Exit mobile version