Şimdiye kadar geliştirdiğimiz evren modellerine göre evrenin yaklaşık yüzde 95’i gibi büyük bir kısmı karanlık madde ve karanlık enerjiden meydana geliyor. Karanlık madde ve karanlık enerji ise bildiğiniz üzere hala büyük oranda gizemini koruyor.
Evrenin geri kalan yüzde 5’lik bir kısmı ise diğer her şeyin kaynağı olan ve ‘normal madde‘ olarak adlandırabileceğimiz baryonik maddeden oluşuyor. 90’lı yıllarda gerçekleştirilen ölçümler sonrası ortaya çıkan bu yüzde 5’lik orana rağmen, bu noktada karşımıza bir başka bilinmez çıkıyor. Çünkü bilim insanları, evrenin yüzde 5’ini oluşturduğunu buldukları baryonik maddenin yalnızca yarısını tespit edebildiler. Yani aslında tanımlayabildiğimiz bir madde olan baryonik maddenin bile henüz yalnızca yarısından haberdarız.
Baryonik maddeyi inceleyen pek çok araştırma var:
Evrenimizin temelini oluşturan yüzde 5’lik kısımda bulunan ancak henüz tespit edemediğimiz bu madde konusunda pek çok bilim insanı farklı yöntemleri kullanarak çalışmalar gerçekleştiriyor ve bu maddeyi ölçümleyebilmek için çeşitli yöntemler deniyor.
Sydney Üniversitesi’nde fizik doktorası yapan Yuanming Wang da baryonik maddeyi ölçümleyebilmek için çalışmalar yürüten bilim insanlarından biri ve bu noktada önemli bir yöntem geliştirmiş durumda.
ASKAP Radyo Teleskopu kullanılarak yapılan çalışmalar, kayıp baryonik maddenin tespit edilmesine yardım ediyor:
Bu konuda araştırmalar yürüten pek çok bilim insanı ile birlikte araştırmayı yürüten Wang da tespit edilemeyen baryonik maddenin büyük oranda galaksiler arasında soğuk gaz bulutları şeklinde yer aldığını düşünüyor.
Bu büyük gaz bulutları kendi başlarına bir görünür ışık yaymadıkları ve çok soğuk oldukları için geleneksel yöntemlerle tespit edilemiyor. Ancak Wang ve ekibi gerçekleştirdikleri çalışmalarla gaz bulutlarını tespit edebilmeye artık bir adım daha yakın olduklarını düşünüyor.
Avustralya’da bulunan ASKAP isimli radyo teleskopu kullanılarak yürütülen çalışmalarda bilim insanları, ışık yaymadıkları ve çok soğuk oldukları için tespit edilemeyen gaz bulutlarını tespit edebilmek için, arkalarında kalan galaksileri birer ‘iğne’ olarak kullanıyor ve onlar ve üzerinde bıraktıkları iz üzerinden yapılan ölçümlerle gaz bulutları hakkında bilgi edinilmiş oluyor. Bu da daha çok soğuk gaz bulutunun tespit edilmesine yardım ediyor ve evrenimizin kayıp normal maddesinin daha çabuk ölçümlenebilmesini sağlıyor.